İsmail Kaygusuz, ALAMUT BÂTINÎLİĞİNDEN ANADOLU ALEVİLİĞİNE (Hasan Sabbah ve Nasîrüddin Tûsi), Arkeoloji ve Sanat Yayınları, İstanbul-2014 (Tel. 0090 212 293 03 78)
ÖNSÖZ’den:
Kasım 2014’de ARKEOLOJİ VE SANAT YAYINLARI arasında çıkan “ bu dar kapsamlı kitabımızın I.Bölüm’ünde, Hasan Sabbah’ın inançsal ve siyasal mücadelesiyle birlikte Batıniliğe getirdiği yeni görüşlerinin bir özetini bulacaksınız.
II. Bölüm’ü, 13. Yüzyılda yaşamış ve yaşamının 30 yılını Alamut Bâtınileri arasında geçirmiş çok yönlü İslam bilgini Nasîrüddin Tusî’ye ayırdık. Daha önce Arkeoloji ve San’at Dergisi’nde yayınlanmış olan bu makalemizde birebir yaşayıp incelediği bâtınilik inanç ve öğretileriyle birlikte, onun bilimsel çalışma ve araştırmaları, günümüze kalan yapıtları üzerinde durduk. Elbette ki Tûsî’nin inançsal ve siyasal iniş-çıkışlı devinimlerini de görmezlikten gelmedik.
III. Bölüm’de Batıni Dai'leri ve yapıtları aracılığıyla taşınan öğretileri ve inanç kurumlarıyla Anadolu'da Aleviliğin kökleşmesinde Alamut Bâtıniliği/Nizari İsmaililiğinin nasıl büyük çapta etkili olmuştur? Bazı karşılaştırmalı örneklerle bu soruya yanıt bulmaya çalıştık….”
İsmail Kaygusuz, CEM CENNETTİR, Hünkâr Yayıcılık AŞ, İstanbul-2015 (Tel. 0090 212 521 22 10)
ÖNSÖZ
CEM, sözcük olarak, “toplantı, biraraya gelmiş insan topluluğu-
cemaat, meclis” anlamlarına gelir. Ancak yüklendiği
inançsal ve toplumsal işlevler bağlamında derin içerikli bir kavramdır.
Cemler, Cemevi ya da Meydanevi’nde yapılır ve aynı zamanda
yapıldığı toplumsal birimin (mezra, köy, mahalle, kasaba
vs.) ve bireylerinin (özel) sorunlarının konuşulup çözümler üretildiği,
yönetimine müdahale edilip değiştirilmesine, düzeltilmesine
karar verildiği kadın erkek yetişkinler topluluğu olarak bir
Halk Meclisi’dir…
Cemler aynı zamanda, topluma ve bireylerine karşı haksızlık
yapmış, suç işlemiş kişilerin yargılandığı adalet mahkemeleri ve
jüri topluluğudur. Yine Cem, tarih, felsefe, edebiyat, müzik, dans
ve diğer yaşamsal bilgilerin öğretildiği ve öğrenildiği bir öğretmenler
ve öğrenciler topluluğu olduğu kadar; ortak kazan kaynatılarak,
ayrıca getirilen niyazların-lokmaların birleştirilip eşit
üleştirilerek yenilip içildiği ve bir bakıma müzik ve dans sanatlarının
icra edildiği bir coşku ve muhabbet meclisidir.
Ortodoks İslamın değişmez kalıplara sokulmuş tapınma
eylemleriyle hiçbir biçimsel yakınlığı yoktur. İmam Cafer
Buyruğu’nda Cem’in özellikleri şöyle vurgulanır:
“Cem’de büyük küçük, güzel çirkin bir olur ve dahi Cem cennettir;
müminleri (erkekler) melek, müslümleri (bacılar) huridir.
Yedikleri cennet taamı, içtikleri cennet şarabı, giydikleri
cennet esvabıdır...Pirlerin mürşidlerin evleri Mekkeleridir.
Onları ziyaret edenler binbir kere hacı ve gazi olurlar; günahlarından
kurtulup masum ve pak olurlar...”
Birinci bölümde Cem Tapınma Kurumları ve Ritüelleri;
Tapınma/İbadet Kavramı ve Alevilik inancında anlamı; Alevi
toplu tapınması Cem’in ve cemevinin kökeni (Kırklar Meclisi
Ve Miraç); Cem tanımlamaları ve erkânlarının çeşitliliği; Görgü
Cemi’nde görülüp/sorgulanma erkânında manevi temizliğe ulaşma
ya da düşkün sayılma; Cem tapınmasının önemli kurumlarından
müsahiplik ve kökeni, ritüelleri hakkında genel kuramsal
bilgiler ve işlevsel değerlendirmeleri vermeyi amaçladık.
İkinci bölümde anlatılanlar ise birinci bölümde verilen kuramsal
(teorik) bilgi ve değerlendirmelerin büyük bir kısmının
uygulamaya konulmuş, pratikte yaşanılmış ritual olgular olduğu
görülecektir. Yıllar önce yayınlanmış olan romanımızdaki (Bkz.
İsmail Kaygusuz, Savaşlı Yıllar 1-2, Son Görgü Cemi/Çileli Günler
2.Baskı , Alev Yayınları, İstanbul 2006) bireysel, toplumsal ve
tarihsel olaylardan geniş çapta arındırırıp; sadece Büyük Ocak’ta
yapılan Görgü Cemi’nin roman diliyle anlatılan tüm aşamalarını
verdik. Ayrıca bir de Müsahiplik erkânının aşama aşama uygulamalarını
ekleyerek Cem tapınmasının eksik kalmış olan bu bölümünü
de tamamlamış olduk.
Cemlerinde gönülleri dostluk ve sevgiyle birlemeleri umuduyla
canlara bu çalışmayı sunuyorum...
İsmail Kaygusuz, Londra, 30 Ocak 2015